“Umut, özel bir çocuktu. Zaman zaman gördüğü rüyaların içine girebiliyor ve bu sayede tarihte dilediği zamana yolculuk yapıyordu. Ama bu sefer çok farklı bir durum vardı. Umut, kendi rüyasının içine hapsolmuştu. Oradan çıkamıyordu. Çünkü rüyasına ilk kez başka bir çocuğu da almıştı. Komşularının kızı Damla’yı da yanında götürmüştü. Şu an ikisi de bir rüyada mahsurlardı. En kötüsü, Bilge Ağaç Adam, bir rüyada oldukları için, onların hangi zamanda olduklarını göremiyordu. Tek bildikleri, ikisinin de Eris Gezegeni’nde olduklarıydı. Bu biliniyordu, çünkü Bilge Ağaç Adam sadece rüyaların başını görebiliyordu.

Eris, tıpkı Makemake gibi bir cüce gezegendi. Adeta küçük, parlayan kırmızı bir balığı andırıyordu. Mor için bir kediye dönüşme vakti gelmişti. Birazdan o, yine Kedi Mor olup Eris Gezegeni’ne, bir çocuğun rüyasına girecekti.”